Besin Kirliliği Canlılar, büyüyüp yaşamlarını sürdürebilmek için besinlere ihtiyaç duyarlar. Besinlerden alınan vitaminler ve mineraller, yaşamın devamı için gereklidir. Nüfus artışına bağlı olarak daha fazla ürün elde etmek amacıyla farklı yöntemler geliştirilmektedir. Yapılan çalışmalar, ürünlerin artırılması konusunda olumlu sonuçlar verirken, besin kirliliğine de neden olmaktadır. Besin kirliliği, besinlerde çürüme, bozulma ve koklama ile tüketilemeyecek duruma gelmesi ile ortaya çıkar. Bu süreçte besinlerde zararlı moleküller de bulunabilir. Enerji, vitamin ve mineralleri besinlerden alırken, zararlı maddeleri de fiziksel ve kimyasal olarak vücudumuza almış oluruz. Bu durum, insan sağlığına olumsuz etkilerinin yanı sıra çevredeki bitki çeşitliliğini de tehlikeye atar ve birçok ürünün yok olmasına sebep olabilir. Besin kirliliğinden en fazla zararı hayvanlar ve insanlar almaktadır. Besin Kirliliği Neden Olur? Radyoaktif Kirlenme: Nükleer santrallerde oluşan radyoaktif sızıntılar ve gerçekleşen patlamalar kirlenmelere sebep olur. Çevreye yayılan bu maddeler, bitkilerde kirlilik meydana getirir. Kirlenen bu bitkiler besin olarak tüketilemeyeceği için toprağa gömülerek yok edilmek istenmektedir. Yağmur yağdığında toprağın derin kısımlarına sızdığı için sularda da kirlenme gerçekleşir. Bu tür kirlenme, çevrede yıllarca etkisini kaybetmemektedir. Radyoaktif durumdan dolayı kirlenen besinler, canlılarda birtakım hastalıklara neden olur. Zirai Mücadele İlaçlarıyla Kirlenme: Üretilen ürünleri zararlılara karşı koruma amacıyla ilaçlama yapılmaktadır. İlaçlama ile bitkiler üzerinde ilaç birikmektedir. Bu da hayvanlara ve insanlara besin yolu ile taşınmaktadır. İlaçlardan kaynaklı zehirler, canlılarda etkisini bazen hemen gösterir, bazen de yıllar sonra ortaya çıkar. Tarım Gübrelemeyle Kirlenme: Artan dünya nüfusunda besin ihtiyacını karşılamak için üretilen bitkilerin daha çabuk büyümesi ve ürün vermesi gerektiği için hormonlu ilaçlar ve gübreler kullanılmaktadır. Bu tarz gübre ve ilaçlar hatalı ve fazla kullanıldığında bitkiler üzerinde birikime sebep olur. Bu nedenle bitkiler anormal bir şekilde büyümeye başlar. Endüstriyel Atıklarla Kirlenme: Endüstriyel atıklar ilk önce havayı, sonra suyu ve devamında toprağı kirletir. Endüstriyel atıklar havaya kükürt dioksit karışır. Havaya karışan kükürt dioksit, asit yağmuruna dönüşerek yeryüzüne geri döner. Bu olaydan sonra toprağın özelliğinde bozulma meydana gelir ve yetişen bitkilerde anormal bir şekil alır. Asit yağmuru, ayrıca bitkilerin kirlenmesine de sebep olur. Kirlenmiş olan sularla sulanmış bitkiler ve su içen hayvanlar da olumsuz etkilenir. Saklanma ve Taşınma Esnasında Kirlenme: Ürünler marketlerde, manavlarda, pazar yerlerinde uzun zaman açıkta durmaktadırlar. Bu şekilde çevredeki kirlilikten etkilenmiş olurlar. Besin kirliliği, ürünlerin uygunsuz saklanması aşamasında mikrop kapmalarına neden olur. Temizlenmeden tüketilen besinler, mikrop ile vücuda alındığı için insan sağlığını olumsuz etkiler. Besinlerin uzun süre dayanabilmeleri için nitrat ve nitrit bileşikleri eklenmektedir. Bu maddeler de besin yoluyla alındığı için insanlar üzerinde olumsuz etkisiyle beraber kanserojen maddeler de vücuda alınmış olur. Besin Kirliliğinin Sonuçları Besin kirliliği, insan ve hayvan sağlığı üzerinde ciddi etkiler yaratmaktadır. Uzun vadede, kronik hastalıklar, zehirlenmeler ve hatta kanser gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Aynı zamanda, ekosistem dengesi de bu kirlilikten olumsuz etkilenir. Bitki çeşitliliği azalır ve bu durum, biyolojik çeşitliliğin tehlikeye girmesine neden olur. Ayrıca, tarım ürünlerinin verimliliği düşer ve ekonomik kayıplara yol açar. Besin Kirliliğini Önleme Yöntemleri
Besin kirliliği, hem insan sağlığı hem de çevre açısından ciddi bir sorundur. Bu sorunun çözümü için bireysel ve toplumsal düzeyde önlemler alınmalı ve sürdürülebilir tarım ve endüstriyel uygulamalara geçilmelidir. Bu şekilde, daha sağlıklı bir yaşam ve daha temiz bir çevre için önemli adımlar atılmış olacaktır. |